(2) Pirinç tarımı Doğu Asyalıları nasıl şekillendirdi?
Doğu Asyalılar neden daha kolektivist? Neden düşünme biçimleri daha çok ilişki temelli ve daha az soyut? Bu sorunun cevaplarından biri pirinç tarımı. Pirinç tarımının gereklilikleri tarafından bu yöne itilmiş olabilirler çünkü biz insanlar sadece doğaya değil, çeşitli kültürlere de adapte olduk, kısacası hem kendimize hem de kendi yarattıklarımıza. Bu adaptasyonu, avcılık ve toplayıcılığın yerini çiftçiliğe bırakmasıyla yüz kattan fazla hızlanan genetik evrimimizde görebiliriz, bu da kültürel çevremizde daha fazla değişikliğe yol açar. Örneğin:
Köy, kasaba ve şehirlerde nüfus artışı,
Devletin oluşumu ve şiddet üzerinde sahip olduğu tekel,
Hukuk kuralları ve devlet tarafından insanlara dayatılan hukuk yoluyla anlaşmazlıkların çözümü,
Gelecekte kullanılmak üzere bilginin depolanması ve zaman içinde bilginin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi için yazılı dilin geliştirilmesi,
Akraba olmayan topluluklarla barışçıl etkileşimin artışı ve toplumun örgütlenme ilkesi olarak akrabalığın rolünde buna karşılık gelen bir azalma vb.
İnsanlar, sadece sınırlı sayıda doğal ortama değil, sürekli genişleyen bir dizi kültürel ortama adapte olmuşlardır. Genetik evrim de buna bağlı olarak hızlanmıştır (Cochran ve Harpending, 2009; Hawks ve ark., 2007; Rinaldi, 2017).
Kültür, kimin genlerini aktaracağına karar verebilir. Kültür, aynı iklim veya hastalık gibi, doğal seleksiyon yoluyla bizi yeniden yaratabilir; biz de tıpkı kendi seçimlerimizle onu yeniden yaratabiliriz. İnsanların bedenleri ve kültürleri, bir popülasyondan diğerine farklılık gösteren yollar ışığında birbirlerini yeniden inşa eden iki olgu olarak karşımıza çıkıyor.
Pirinç Tarımı ve Buğday çiftçiliği: Zihniyet Farklılıkları
Bu karşılıklı yeniden üretime "gen-kültür birlikte evrimi" denir. Kavram, Çinlilerin farklı tarım türleriyle nasıl birlikte evrimleştiğini incelemek isteyen davranış bilimci Thomas Talhelm'in ilgisini çekmiştir. Kendisi bu amaçla, araştırma ekibiyle pirinç yetiştirme veya buğday yetiştirme bölgelerinden 1.162 Han Çinlisine üç farklı psikolojik test uyguladı. Sonuçlar, iki grup arasındaki zihniyet farklılıklarına işaret ediyordu (Talhelm ve ark., 2014)
A. İlişki temelli düşünce karşısında Soyut düşünce
İlk testte, katılımcılara üç kelimelik setler gösterilir ve "Birlikte en iyi giden/uyumlu olan ikisini seçin" diye sorulur. Örneğin, sözcükler "tren", "otobüs" ve "raylar" ise, iki sözcük aynı soyut kategoriye ("tren" ve "otobüs" ← araçtır) veya aynı ilişkisel kategoriye ("tren" "raylar" üzerinde çalışır) ait olabilir. Katılımcılar, buğday yetiştirme bölgesinden geldilerse soyut kategoriyi ve pirinç yetiştirme bölgesinden geldilerse ilişkisel kategoriyi daha sık seçer. Elbette, görülen bu fark basitçe coğrafi olabilir: buğday tarımı kuzey Çin'de ve pirinç tarımı güney Çin'de yapılma eğilimindedir. Bu nedenle yapılan çiftçilik türü tamamen tesadüfi olabilir çünkü kuzey ve güney Çin başka şekillerde farklılık gösterir. Kuzey-güney farklılıklarını kontrol etmek için, araştırma ekibi çalışmalarını pirinç-buğday sınırı boyunca beş merkezi ildeki bitişik bölgelerle sınırlar. Yine, sınırın pirinç tarafındaki katılımcılar, buğday tarafındakilerden daha ilişkisel olarak düşünme eğiliminde çıkar.
B. Bireyciliğe karşı Kolektivizm
İkinci testte, katılımcılara "Arkadaşlarınızı temel alarak kendinizin bir resmini çizin" denir. Önceki bir çalışma, Amerikalıların kendilerini yaklaşık 6 milimetre daha büyük, Avrupalıların 3,5 milimetre daha büyük ve Japonların biraz daha küçük çizdiğini bulmuştu... Ortalama olarak, buğday yetiştirme bölgelerinden gelen katılımcılar kendilerini arkadaşlarından 1,5 milimetre daha büyük çizerken, pirinç yetiştirme bölgelerinden gelen katılımcılar kendilerini 0,03 milimetre daha küçük çizer.
C. Bireyselciliğe karşı Evrenselcilik (yani, arkadaşlara duyulan sadakat, kayırmacılık, ahbaplık)
Üçüncü testte katılımcılara şu söylenir: "Kendinizin 1) dürüst bir arkadaş, 2) dürüst olmayan bir arkadaş, 3) dürüst bir yabancı ve 4) dürüst olmayan bir yabancıyla bir iş anlaşmasına girdiğinizi hayal edin." Bu hayali hikayede dürüst olmayan bir işadamı katılımcının para kaybetmesine, dürüst bir iş adamı ise katılımcının para kazanmasına neden olur. Her durumda, iş ortağını ödüllendirmek veya cezalandırmak için para kullanılabilir. Testin daha önceki bir versiyonunda, Singapurluların Amerikalılara kıyasla bir arkadaşını ödüllendirme olasılıklarının, bir arkadaşı cezalandırmaktan daha fazla olduğu bulunmuştu. Talhelm'in çalışmasında, pirinç yetiştirme bölgelerinden gelen katılımcıların, bir arkadaşını cezalandırmaktan ziyade bir arkadaşını ödüllendirme olasılığı daha yüksektir. Her iki grup ip yabancılara karşı davranışlarında farklılık göstermez.
Özetle:
Özetle: Pirinç tarımının yapıldığı bölgelerden gelen Çinliler daha kolektivist, düşünce tarzlarında daha ilişki temelli olduğu görülüyor. Ayrıca arkadaşlar ile yabancılar arasında büyük bir ayrım yapma olasılıkları daha yüksek.
Buğday tarımının yapıldığı bölgelerden gelen Çinliler daha bireysel, düşünce tarzlarında daha soyut ve arkadaşlar ile yabancılar arasında büyük bir ayrım yapma olasılıkları daha düşük görünüyor.
Yukarıdaki farklılıklar, her iki türden çiftçilikle uğraşan ataları olan katılımcılar için de geçerliydi.
Thomas Talhelm'e göre, bunun nedeni pirinç tarımı ve buğday çiftçiliğinin farklı gereksinimlerinde yatmaktadır
Pirinç ve buğday yetiştiriciliği arasındaki en büyük iki fark sulama ve işçiliktir. Pirinç tarlaları durgun suya ihtiyaç duyduğundan, pirinç bölgelerindeki insanlar çiftçilerin işbirliği yapmasını gerektiren ayrıntılı sulama sistemleri kurarlar. Sulama şebekelerinde, bir ailenin su kullanımı komşularını etkileyebilir, bu nedenle pirinç çiftçileri su kullanımlarını koordine etmek zorundadır. Sulama şebekelerini inşa etmek, taramak ve boşaltmak her yıl birkaç saat gerektirir - bu da genellikle izole edilmiş bireylere değil, köylülerin tamamına düşen bir yüktür. Buna karşılık, buğdayın yetiştirilmesi daha kolaydır. Öncelikle buğdayın sulanmasına gerek yoktur, bu nedenle buğday çiftçileri komşularıyla koordine etmedikleri yağışlara güvenebilirler. Buğday ekimi ve hasadı kesinlikle iş gerektirir; lâkin bu emek pirincin sadece yarısı kadardır. Daha az emek, çiftçilerin komşularına çok fazla güvenmeden (etkileşime girmeden) kendi arazilerine bakabilecekleri anlamına gelir. (Talhelm vd., 2014, s. 603-604).
Pirinç tarımı Doğu Asya'da Batı'dan çok daha yaygındır. Bu fark, iki bölgeyi sadece yaşamını sürdürme açısından değil, aynı zamanda var olma ve düşünme biçimlerinde de farklı yönlere itmiş olabilir:
Batı kültürü daha bireyseldir ve analitik düşünme üzerine kuruludur, oysa Doğu Asya kültürü daha birbirine bağımlıdır ve bütünsel düşünme üzerine kuruludur. Analitik düşünce, çelişkisizliğin mantıksal yasaları gibi soyut kategorileri ve formel akıl yürütmeyi kullanır – eğer A doğruysa, o zaman "A değil" yanlıştır. Bütünsel düşünce daha sezgiseldir ve bazen çelişkiyi bile kucaklar - hem A hem de "A değil" doğru olabilir. (Talhelm vd., 2014, s. 603)
Pirinç çiftçiliği ve Buğday çiftçiliği: İlk doğumda yaş ve alkol toleransındaki farklılıklar
Yukarıdaki bulgular tarım ekonomisti Chen Zhu ve araştırma ekibi tarafından genişletilmiştir. Çin'deki 4.101 kişiden elde edilen genetik verileri kullanarak, her katılımcının çeşitli fiziksel ve davranışsal özellikler için poligenik puanını hesapladılar (Zhu ve ark., 2021). Poligenik skor nedir? Belirli bir özelliği(trait) etkilediği bilinen tüm genetik varyantlara dayanan bir toplamdır. Boy puanınız yüksekse, uzun boylu olmak için genetik bir eğiliminiz vardır. Ve muhtemelen öylesindir.
Her katılımcı ve her özellik için, Zhu'nun araştırma ekibi poligenik skoru doğum bölgesiyle, özellikle de pirinç yetiştirmek için kullanılan tarım arazilerinin oranıyla karşılaştırdı. Özellik(trait)/bölge korelasyonları daha sonra olası karışıklığa neden olan değişkenlerle birlikte kontrol edildi çünkü Güney Çin'de pirinç tarımı daha yaygın olduğu için, enlem, sıcaklık, belirli azınlık grupları vb. ile ilgili kafa karışıklığa neden olan değişkenler olabilir. Karışıklığa neden olan değişkenler kontrol ettikten sonra, araştırmacılar iki önemli bulgu elde etti. Pirinç yetiştirme bölgelerinde, katılımcılar şunlara sahipti:
Daha erken yaşta anne/baba olma ← İnsanların çocuk sahibi olma yaşı, belki de daha kısa yaşam beklentisi nedeniyle, daha genç yaşlara kaymıştı.
Alkol için daha düşük tolerans ← Alkol metabolize edici enzimler için daha yüksek bir kusur sıklığı vardı, aldehit dehidrogenaz için alkol dehidrojenazdan daha fazlaydı.
Her iki enzimdeki bir kusur, karaciğerin alkolü parçalamasını zorlaştırır, ancak ilk kusur daha ciddidir. Doğu Asyalıların yaklaşık% 36'sında, alkol tüketiminden sonra yüz kızarması, mide bulantısı ve taşikardiye neden olur. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, taşıyıcılar alkolizm ve alkolle ilişkili karaciğer hastalığından daha az mustariptir (Brooks ve ark., 2009; SNPedia, 2020).
Pirinç tarımı neden alkol intoleransını seçti?
Chen Zhu, doğal seçilimin pirinç yetiştirilen bölgelerde alkol intoleransını desteklemek için buğday yetiştiriciliğinden daha fazla zamana sahip olduğunu savunuyor. Bunun nedeni, pirinç çiftçilerinin, fermente içecekler yapmak için kullanılabilecek tahıl fazlası üreten ilk kişiler olmalarıydı. Zhu, alkol tüketiminin her zaman uyumu bozan bir davranış olduğunu varsayıyor; bu nedenle, insanlar alkol tüketmeye başladıklarında doğal seleksiyon alkole daha az toleranslı olan kişileri tercih etmeye başladı. Yine de fermente içecekler dünyanın büyük bir kısmında, en azından Akdeniz bölgesinde sekiz bin yıldır uzun zamandır tüketilmekte ve fiziksel olarak tolere edilmektedir (McGovern, 2003). Peki neden fermente içecekler hala dünyanın çoğunda tüketiliyor? Çünkü arıtılmamış sudan daha güvenlidirler ve bu tür sular genellikle Orta Çağ’a kadar mevcut olan tek güvenli içecek türdür.1 Özellikle şarap, organik asitleri, etanol ve düşük pH'ının birleşik etkisiyle bakterileri öldürür (Carneiro ve ark., 2008; Cueva ve ark., 2012; Møretrø ve Daeschel, 2004; Waite ve Daeschel, 2007). Alkol, insanların güvenli bir alternatifi olmadığı sürece EN uygun alternatiflerden biriydi. Daha sonra, Tang hanedanlığı döneminde, Çinliler kaynamış su, özellikle çay bitkisiyle kaynatılan şeklinde güvenli bir alternatif keşfettiler:
Çay devrimi, Tang hanedanlığını (618-906) döneminde, alkolü toplum arasında kültürel olarak istenmeyen bir konuma düşürdü. Bu sarhoş olma davranışlarından önemli bir uzaklaşmaydı, önceki dönem alkol için bir 'altın çağ' olduğu için daha da önemli bir uzaklaşmaydı (Dikötter, 2004, s. 29).
Çay kültürü Doğu Asya'ya yayıldıkça, alkol tüketimindeki düşüş yaşandı. Doğu Asyalılar arasında bu düşüş, son 100 kuşak boyunca aldehit dehidrojenazın kusurlu varyantının sıklığında keskin bir artışla birlikte gerçekleşti (Chen ve ark., 2022; Okada ve ark., 2018). Bu durum 19. yüzyıla kadar devam etti:
Şarap, Macao'da komünyon için şarap üreten Portekizli tüccarlar ve misyonerler(Cizvitler) tarafından yeniden Çin’e sokuldu. Şarabın üretimi ve etkisi, Birinci ve İkinci Afyon Savaşlarıyla birlikte Çin pazarlarının zorla ticarete açılmasından önce küçüktü. Savaşlardan sonra Avrupa temelli alkollü içecekleri ve alkol üretim yöntemleri Çin'de tanıtıldı. (Vikipedi 2023)
Fakat neden alkol intoleransı, pirincin yetiştirildiği yerlerdeki insanlarda, buğdayın yetiştirildiği yerlerdeki insanlara kıyasla daha sık görülmeye başlandı? Bunun bir nedeni daha kolektivist zihniyet olabilir. Çay içmeye başladıktan sonra, pirinç çiftçileri daha kolektivist bir grup olarak topluca çayı tercih etmeye başlamış olabilir. Diğer bir neden ise pirinç şarabı (% 18-25 alkol oranı) ile buğday/darı içecekleri, özellikle Huangjiu (% 8-20) arasındaki alkol içeriğindeki (alkolün yüzdesi) fark olabilir. Alkole güvenli bir alternatif olan (yani, sarhoşluk, alkolizm, bilişsel ve motor fonksiyon kaybı olmayan) içecekler (çay gibi veya daha az alkol oranı olan darı içkileri gibi) ortaya çıktıktan sonra, daha yüksek alkol içeriği nedeniyle pirincin yetiştirildiği yerlerde pirinç şarabı daha fazla muhalefetle karşılaşmış olabilir. Böylece Doğu Asya'nın kaynamış sudan yapılan içecekleri içme geleneği başlamış olabilir (Ye, 2017). Başka yerlerde, fermente içecekler tercih edilen içecek olarak kaldı.
Peki ya Amerikan yerlilerinde alkol intoleransı nasıl ortaya çıktı?
Amerikan yerlileri arasında alkol intoleransı konusunda hala bir fikir birliği yok. Bunun bir nedeni konunun büyük ölçüde tabu olması, diğeri ise yapılan çalışmaların kötü olmasıdır. Kısmen de alkol intoleransının derecesinin farklı Amerika yerlileri grupları arasında değişken olmasıdır (Bennion ve Li, 1976; Goedde ve ark., 1992. Bilmiyoruz ama belki de tüm insanlar avcı-toplayıcı bir toplum halindeyken alkole intoleransına sahipti. Bazıları çiftçiliği benimsediğinde, artık tahıl fazlası veriyorlardı ve fermente içecekler üretebiliyorlardı. Doğal seleksiyon daha sonra karaciğerdeki alkolü parçalama yeteneğini desteklemeye başladı. Bu nedenle, çiftçiliği benimseyen ve benimsemeyen Amerikan yerlileri arasında fizyolojik farklar ortaya çıktı.
Bu senaryo Chen Zhu'nunkinin tam tersidir. Eğer hatırlarsanız o hikayede doğal seleksiyon başlangıçta alkol toleransını desteklemişti çünkü fermente içecekler suya tek güvenli alternatifti. Daha sonra, Doğu Asyalılar kaynamış suyla yapılan çay bitkisinin daha iyi bir alternatif keşfettiler. Bu noktada, doğal seleksiyon tersine döndü ve alkole karşı daha az toleransı olan Doğu Asyalı bireyleri tercih etmeye başladı.
Doğu Asyalılar vs. Kuzeybatı Avrupalılar: Büyük Toplum Sorunu
Doğu Asyalılar arasındaki önemi nedeniyle, pirinç tarımı kültürlerini ve dolayısıyla zihniyetlerini ve davranışlarını şekillendirmiştir. Toplumlarının bu temeli, gen-kültür evrimi yaklaşımıyla açıklanabiliyor. Bununla birlikte, Doğu Asya benzersiz/çok özel değildir. Coğrafi bağlam ne olursa olsun, bir toplum büyüdükçe ve daha karmaşık hale geldikçe kaçınılmaz olarak bazı problemler ortaya çıkar ve bu problemler getirilebilecek çözümler sınırlıdır. Bu durum, nasıl ticaret yapılacağı, nasıl okunacağı ve yazılacağı, anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde nasıl çözüleceği, toplumsal normların nasıl uyulacağı ve hepsinden önemlisi, aile dışı etkileşimlerin çoğunun artık yakın akrabalar arasında olmadığı büyük bir toplumda nasıl birlikte yaşanacağı gibi şeyler için geçerlidir. "Büyük toplum sorunu" budur (Frost, 2020)2. Bu sorun hiçbir yerde tam olarak çözülmemiştir; lâkin Doğu Asyalılar ve Kuzeybatı Avrupalılar bunların çoğunu çözmekte diğer toplumlara göre daha çok yol katetmiştir. Çözüm genel olarak akrabalığın göreceli önemini zayıflatmak ve sadece yakın akrabayı değil, yabancıyı da içerebilecek sosyal bir düzen/yaşam yaratmak olmuştur. Bunun için de tahmin edebileceğiniz gibi özel bir anlayışa ihtiyaç vardır. Kısacası, insanlar olarak mutlak, evrensel ve akrabalıktan bağımsız sosyal normlara duyarlı olmalısınız. Bu normları çiğnerseniz eğer suçluluk veya utanç hissetmelisiniz. En önemlisi sadece kan bağınız olan kişiler için değil, kan bağınız olmayan kişiler için de empati hissetmelisiniz. Her şeyden önce, sadece kendinize odaklı değil, topluma odaklı (sosyal normlar, siyaset, görevler & sorumluluklar vb) olmalısınız. Büyük toplum sorununun çözümleri üzerindeki yukarıdaki kısıtlamalara rağmen, uygulanabilir çözümler, özellikle Doğu Asyalılar ve Kuzeybatı Avrupalılar arasında önemli farklılıklar göstermektedir. Pirinç çiftçiliğinin etkisinden dolayı Doğu Asyalılar, davranışların kontrolü daha dışsaldır, yani toplum sizi doğrudan bastırır. Kuzeybatı Avrupalılar, daha büyük bireysellikleri nedeniyle, iç kontrollere karşı daha duyarlı olma eğilimindedir. Benzerlikler ve farklılıklar şu şekilde özetlenebilir:
Benzerlikler: Doğu Asyalılar ve Kuzeybatı Avrupalılar, akraba olmayanlara karşı daha empatik ve evrensel sosyal normlara daha duyarlı hale gelerek daha geniş bir sosyal çevreye adapte olmuşlardır.
Farklılıklar: Doğu Asyalılar daha kolektivisttir. Davranış üzerindeki iç kontrolleri, bilişsel empatideki artışla güçlendirilmiştir. Davranış üzerindeki dış kontrolleri, utanç, aile-toplum gözetimi, ebeveynler ve toplum tarafından doğru davranışın telkin edilmesindeki artışla güçlendirilmiştir.
Kuzeybatı Avrupalılar daha bireyseldir. Davranış üzerindeki iç kontrolleri, duygusal empati ve suçluluk hissetme/günahkar hissetme eğilimindeki artışla güçlendirilmiştir. Dış kontrolleri güçlendirildi, ancak aynı ölçüde değil. Batı toplumları öncelikle "utanç kültürleri/shame culture" değil, "suçluluk hissetme kültürleri/guilt cultures"dir (Bedford ve Hwang, 2003; Benedict, 2006; Frost, 2020; Lebra, 1971).
Doğu Asyalılar, büyük toplum sorununu çözmek için pirinç tarımını benimsemediler. Pirinç tarımı sayesinde, geleceğe "önceden adapte olmuş" hale geldiler: aslında istemeden, toplumları büyüdükçe daha yararlı olacak kültürel bir model yarattılar. Diğer toplumlar o kadar şanslı değildi.
Unutmamak gerek, geçmişi önyargılı bir bakış açısıyla görüyoruz. Günümüz/şimdiki zaman hayatta kalmış toplumlardan oluşurken, geçmiş büyük ölçüde hayatta kalmamış toplumlardan oluşur. İkincisini kolayca unuturuz ve yanlış bir şekilde atalarımızın insanlar için mümkün olan birkaç yoldan birini seçtiğini varsayarız. Gerçekte, seçilebilecek birçok yol vardı; lakin çoğu yol çıkmazdı…
Eskiden fermente içecekleri tüketmek su içmekten daha güvenliydi çünkü suyun ne kadar temiz olduğundan emin olmak zordu. Bu nedenle alkolün tarihi çok eskidir çünkü insanlar uzun yıllar boyunca her zaman güvenli suya ulaşamıyorlardı.
Vaktiniz olursa okumanızı önerdiğim çok iyi bir makaledir.